*
KARŞI GELİRSİNİZ HAA!
AKP gidici mi ne?
Hiçbir şeye tahammülü kalmamış.
Bir hırçınlık, bir kızgınlık, bir bozgunluk deme gitsin.
Yüzde 47’den, yüzde 38’e düşmenin telaşı her yanını sarmış.
Atlantik ötesi Amerikan kasırgası gibiler. Önlerine ne gelirse silip süpürüyorlar.
Yedi yıllık iktidarlarının başarısızlıklarını örtbas etmek için ülkenin gündemini ne de güzel değiştiriyorlar.
Sam amcanın öğrencilerinden Obama amca geldi. Bush amcasından kalan özlemlerini kendi hasretlerine dönüştürdü. Bu hasretlerini dayattı ve gitti.
İslam dünyasına ve Türkiye’ye hakaret etmeyi Avrupalılık sayan Rasmusen bizimkilerin sayesinde Nato’nun Genel Sekreteri oldu.
Ermenistan, Azerbaycan topraklarında döktüğü kanda Obama dayısının arkasında özgürlük düşlerine soyundu.
Güney Irak’ta Talabani, Barzani denen hainler her çeşit kalleşliğin ve iş birliğinin izinde yürüyorlar.
ABD’ye sırtını dayamış PKK, Mehmetçiğimizi şehit etmeye devam ediyor.
Ruhban okulunun açılmasına gözler kırpıştırılıyor.
Kıbrıs’ta AB’nin uşaklığına soyunmuş olanlar her türlü çirkinliği sergilemeyi adamlıktan sayıyor.
İşsizlik insanlarımızı bunalıma düşürmüş intihar ettiriyor.
Yoksulluk insanımızın kaderiymişçesine ulemaların dillerinden düşmüyor.
Yolsuzluk beylerin şanına yakışırcasına devam ediyor.
Açlarımızın sayısı her geçen gün artarak çoğalıyor.
AKP iktidarı bunların nasıl başarıldığı hakkında ne bir söz söylüyor, ne de söyletiyor.
Ülke gündemini değiştirip, bunların konuşulmaması için 17 Haziran 2007 yılında başlattığı Ergenekon masalını 13 Nisan 2009 yılında anlatmaya devam ediyor.
AKP iktidarı intikam alıyor.
AKP iktidarı can yakıyor.
AKP iktidarı üreten beyinleri tutukluyor.
Kendi uydurduğu masalına kendiside yürekten inanarak ülkeyi çok kötü günlere doğru götürüyor.
Soroz için mi?
BOP için mi?
ABD için mi?
AB için mi?
Bütün bunların toplamı F Tipi Amerikancı ılımı F’den sorulan bir Ilımlı İslam devleti için mi?
Her kimin için olursa olsun AKP iktidarı ülkeyi Atatürk’ten, Cumhuriyetten uzaklaştırıp bir bilinen bilinmezliğe doğru götürüyor.
12. Ergenekon dalgasıyla bu kez susturulmak istenenler eğitimciler, rektörler, bilim insanlarımız ve kendisini insanlığa adamış aydınlık yüzlü güzel insanlarımız oldu.
Sizler! Hükümeti demokratik olmayan yoldan alaşağı etmek istersiniz haa!
Cumhuriyet mitinglerine evet dersiniz haa!
Atatürk dersiniz haa!
Cumhuriyet dersiniz haa!
1 Mart tezkeresine destek verirsiniz haa!
Kız çocukları okusun diye ülke genelinde burslar verir yurtlar açasınız haa!
F Tipi örgütlenmelere karşı gelirsiniz haa!
Gözleriniz içeride ışıldasın da görün gününüzü.
Peki, bu iş nereye kadar gider dersiniz?
Görünen köyün adresi sorulur mu?
Yanıt çok açık değil mi?
Atatürk diyenlerin, cumhuriyet diyenlerin sesleri neden kesilir bu gün. Atatürk dedikleri için değil mi?
O halde varılmak istenen yer Atatürk ve onun kurduğu cumhuriyettir.
Atatürk bu tür aklı evrenlere en güzel yanıtı 5 Şubat 1933’de Bursa’da gericilerin ezanın Türkçe okunmasına karşı başlattıkları ayaklanmanın bastırılmasından sonra söylediği Nutku’nun içindedir.
Bursa Nutku’nda şöyle der;
“Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkemeler onu yargılayacaktır. Yine düşünecek demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek diyecek.
Onu hapse atacaklar, yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, Başbakana ve Meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkileri düzeltmekte benim görevimdir.
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.”
Ne dersiniz? Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutkunu o günün gericisinin anladığı gibi bugünün F Tipi gericisi anlar mı, duyar mı, işitir mi, öğrenir mi?
Ya da Atlantik ötesi Obama manya, Rasmusen manya, AB manya bizim yeni dünya düzenimize karşı çıkanları entegre etmeye devam edin der mi?
Kim ne derse desin emperyalizmin yarattığı krizden dünya halkları zor durumda, Türk halkı zor durumda.
Bunca aydının tutuklanmasının ne altı boş ne üstü boş.
Bu boşluğun doluluğunu bu halk ne zaman görür o da ülkemizin bir bilmecesi.
Türkan Saylan’ın insan yanından kim ders alır? Bunu da halkımızın vicdanına sormak gerek.
Torunuz topunuz toplansa bir Türkan Saylan, bir Mehmet Haberal, bir Erol Manisalı eder mi?
AŞUR EYLEN
|